ellerin,
ellerin tek yol haritam.
yüzün, o yüzün
bilmem kaç promil alkol, kanımda dolaşan.
orospunun çocuğu anasının göğsünden süt içmedi mi lan şerefsizler?
küfrünüze sokayım.
''kelime ona ihtiyaç duyulmadığı anda ya da istenmediği yerde susmayı bilir mi?''
sigaramı yerleştirecek bir çift dudak bulamıyorum yüzümde,
dudaklarım bir sigara izmaritinin izi gibi asılı kaldıysa yüzünde, suç kimde?
şiirlerimi yakmaktan vazgeçtim
senden sözetmeyi özlüyorum yalnızca
birbirimizi öldürmek için verdiğimiz söz, karşılıklı yemin
kimseye söylemedim
kimseye de söylemeyeceğim!
...
küfrettim sana, lanet ettim, unuttuğunu sandım çoğu kez
ama ihanet etmedim verilen söze, edilen yemine
birbirimizi tanıdığımızı kimseye söylemedim
söylemeyeceğim de kimseye!



küçük iskender
kanıma dokunuyor, gözlerin.
ellerinle silmiştin yüzümden tüm makyajı
ve gözyaşlarımla yıkamıştın parmak uçlarını.
yüreğini ayna bilmişti gözlerim
ve dualarım olmuştu kelimeler, sözlerin.
dolaşırdı ayaklarım -babam kimdi,
belki birikimler yalnızca, yalnızca itişler!
annem: o, yalnızlığım olacak!
sarhoş çocuklar gibiydim, dirilen bir ceset gibiydim
yüzümde bir gri saten bıçak!
saat bozuk gibiydim, imdat polis gibi!
saçmalayacak gibiydim
beni bir bıraksanız, ah bir bıraksanız,
ödünç bir tutku, özürlü bir rüzgar misali
dağılıp gidecek gibiydim!




küçük iskender
şarap içiyor ve şiir dinliyorum,
benden istediğin gibi.
sevgilim..

haydi birbirimize sırtımızı dönelim
ve siktir olup gidelim.
dişimle, tırnağımla seviyorum seni.
''yokluğun bir acı nefes''
kaçıralım seni buralardan dedin,
kaçıralım, git uzaklara dedin..

kendi kendime dedim,
senden' daha uzak neresi var dedim,
nereye gideyim dedim,
bilemedim..
bi sabah olsa,
sabah olsa ve gözlerine değse yüzüm..
Tanrı Bana Uğramadı Bu Gece


tanrı bana uğramadı bu gece
süt dökmüş kedilerle sarmaş dolaş uyudum
bir ara terk etmiş gibiydim bedenimi
çengilerle çalgılarla yalanlar dolanlarla
çok kalabalık dünya!
korkuyorum, ukala yastıklara gömüyorum yüzümü
kapıları kilitliyorum; perdeleri
balmumuyla yapıştırıyorum sokağa
yine de yer kalmıyor bana; çok kaba bu dünya
odam çok sıkışık, ruhum görünüyor aynada
eğri büğrü, kaotik ve beşgen şeklinde
içinde yumuşak bir yuvarlak var, içimde
yumuşak bir nesne ok atıyor kendire
içim dışım tanrılara gebe, aksi gibi
hiçbiri uğramıyor bana bu gece!
...





Altay Öktem (Dört Kırıtık Opera)

deli diyorlar bana,
desinler, değişmeyecekler,
desinler, değişmeyecekler..
ilahi bir flüt gibi kavrıyor tanrı narin bedenimi,
dudaklarını ağzıma dayıyor
ve üflüyor içime, ilahi nefesini.
buğulu bir ses yayılıyor puslu göğün ardından,
büyük bir gürültüyle ağrıyorum parmakları arasında.

beynimi yedim,
gecelerce, konuşa konuşa, öğüre öğüre, kusa kusa
beynimi yedim.

gök yerden ne kadar yukardaysa,
aklım bedenimden o kadar uzakta.

yağmayan bir yağmur, dinmeyen gök gürültüleri ve açmayan bir hava hakim tüm zihnime,
düşünmek kalıcı hasar bıraktı her yerinde.

fikrimin çok uzağında tüm hal ve hareketlerim,
uyanmak, uyanmamak, uyuyabilmek bütün üçgenim.

bakın n'olur,
çok rica ediyorum,
gürültü etmeyin.



siktir git,
düğüm tutmaz benim ipliğim.