sıçayım sizin çıplaklığınıza,
mahreminizi saklayacak daha usturuplu bir yer bulamazdınız.
gözlerimi kapıyorum ve sarı yeşil bacak boyunda çiçeklerin doldurduğu bir tarladayım,
gülüyor ve yürüyorum
ama çıplak değilim, kahretsin yeterince çıplak değilim
ve bunu farkeder farketmez tarla kayboluyor.
birden hıyarlar görüyorum,
yeşil ve kalın, ısırsan sulu
solucana dönüşüyorlar,
solucan gibi kıvrılarak üzerime çıkıyorlar ve sürtünmeye başlıyorlar,
bedenimle masturbasyon yapıyorlar.
yine başladı,
uyumaktan korkma, kabus, çığlık, rüya, uyuma.
gözlerimi kapıyorum,
kıvrılarak uzayan kanlı canlı pespembe bir dil sarkıyor kutunun içinden,
kırık batıklarla bezeli ve içine kanıyor,
tek sebebi konuşmak,
susmamak tek sebebi.
Update from the Archive Day 3: The Plath Family Papers
-
After leaving the Beinecke yesterday, I thought it might be poetic, or
perhaps even prosaic, to talk a short walk up Prospect Street. Plath stayed
at 238 P...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder