-Ne kadar da güzelsin sen, algıların ne kadar da savunmasız, ne kadar da müsaitsin bedeninde acılar barındırmaya. Gel şöyle yanıma otur güzel kız, sana sırlarımı vereyim.
-Anlat bana çocuk, sen anlatırken ben de senin doğacak çocuklarını seveyim.
-Her iz bir sırdır güzel kız, izlerine gizle sırlarımı ve sırlanmış yaşanmışlıklarınla besle. Ama güzel kız, yüzüme doğrultma sakın yaşanmışlıklarını, görmek istemiyorum kendimi senin yüzünde. Ve güzel kız, alıp kabul ettiğin her sır, sahibinden çok senin yaşanmışlığındır artık.
-Anlat yine de çocuk, doğmayacak çocuklarım içimde kendilerini boğarken.
-Dinle şimdi küçük kız...
Update from the Archive Day 3: The Plath Family Papers
-
After leaving the Beinecke yesterday, I thought it might be poetic, or
perhaps even prosaic, to talk a short walk up Prospect Street. Plath stayed
at 238 P...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder