Ateşli Kolaj

...
Bir de kendinden geçercesine ve doymazcasına sevişenler ve bir birayla, bir sevgiliyle, bir cıgara paketiyle, bir mumla doyanlar, yataktan aşağı düşenler ama durmayıp yerde devam edenlere* şapkanı çıkar en azından. Hayatın bitmez tükenmez sayıdaki ara sokaklarında, ucuz otellerinde, kundaklanmış eski hanlarında ve kanamalı bir gecenin sabahında yarasına tütün basan kasabalarda karşılaştığında; şapkanı çıkar.

Bu gece yanımda kal. Hala bir yanım kaldıysa sana temas edecek, sana ıslak bir geceyi ikram edecek, bir enjektör dolusu kanı göbek deliğine doldurup yalayacak bir yanım kaldıysa; yüzünün sana ait olan kısmını al, şapkanı çıkar ve gel; yanımda kal. İstersen yalan söyle bana. Ama içtenlikle yap bunu. **

Koro aynı şarkıyı söylüyor ve biz göktaşı kadar uzağız kendi gerçeğimize. Aynanın karşısına geçip saçımıza bir avuç jöle sürmeye kalktığımızda dilimiz sürçüyor, yetmedi; kaşlarımızı traş etmeye çalışsak bileğimiz burkuluyor. Berbat bir yağmur başlıyor içerde. Bütün şemsiyeler delik deşik, çünkü berbat bir yağmurdan korunmak yasal değildir. Çünkü berbat, kötünün düşmanıdır.***

Küçük bir çocuk kuşlara yem veriyorsa, Mahmutpaşa'da bir çırak atıp sırtından çamurlu koliyi gökyüzünü tırmalamayı seçiyorsa, matematikten pekiyi alan bir öğrenci 1-A sınıfının sıralarına benzin döküyorsa -ki bunlar oluyor şu anda- yanımda kal.

Bilirim, iki elin kanda da olsa o çocuğa o kibriti götürürsün sen.

Beni unut. Yalnızca ateşi hatırla. Erdemli bir yangını çıkartan her çocuğun sığınacağı kadar geniş, kırmızı bir yüreğin var senin.

Unutma, hiçbir sistem yıkılmayacak kadar güçlü değildir ve aşınmaz değildir insanın derisi.

Allen Ginsberg*
Depeche Mode**
Boris Vian***


Altay Öktem (Hayat Bazen Çentiklidir)

Hiç yorum yok: