Her yüz kabulü parçalanmayı çağıran eliaçıklık,
ama,
Yüzüm yanındadır seninkinin, sırlı camın değerbilirliğinde,
İmgeleriz birbirimizi içsel yakarıyla, bilirim.
Sakınmayla ertelediğimiz, gecikmiş an,
Kurtulsun dilerim kuşkudan; sorusundan gerçek mi, gerçek mi?
Budur çünkü kesen elleri, göğümüzü şaşırtan,
Alıkoyan yağmur kokan otlardan bedenlerimizi.
Budur sorgulayan özdeş isteklerimizi, bağlansın mı bağlansın mı bebekliğe?
İçinden geçmeyi seçerken bir durallığın,
Ürkünç devinimine zincirleme korkusu; o esriten kızıl değişimin.
Şimdi gözyaşı ve endişe küplerini gizliyor aşk, kanadında.
Bilemediğimiz ayin, şarkılarını bekletiyor dil için!
Kaçtığımız her kare duvarına ekleniyor yuvarlak avlunun, üçgenleri yok ederek sonunda tutsak edileceğimiz!
Nilgün Marmara
Update from the Archive Day 3: The Plath Family Papers
-
After leaving the Beinecke yesterday, I thought it might be poetic, or
perhaps even prosaic, to talk a short walk up Prospect Street. Plath stayed
at 238 P...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder